İki çocuklu bir aile hafta sonunu piknik yaparak geçirmeye karar veriyor. Piknik yerine vardıklarında anne yemeği hazırlarken, çocuklar babalarıyla birlikte yürüyüşe çıkıyor.
Uzun bir yürüyüşten sonra oldukça yorulan küçük çocuk yalvarırcasına bakan gözlerle,
“Babacığım çok yoruldum. Lütfen beni kucağında taşır mısın?” diyor.
Baba; “Ben de yorgunum oğlum”‘ der demez çocuk ağlamaya başlıyor.
Baba tek kelime etmeden ağaçtan bir dal kesiyor. Dalı bıçakla biçimlendirip, çocuğa zarar vermeyecek biçimde yontuyor.
Sonra dalı oğluna verir. “Al oğlum, sana güzel bir at” diyor. çocuk sevinçle dal parçasından yontulmuş ata biniyor ve sevinçle sıçrayarak, ata vurarak annesinin yanına doğru gitmeye başlıyor. Babasını ve ablasını geride bırakmıştır bile…
Baba gülerek kızına: ,
“İşte yaşam budur kızım. Bazen zihnen ya da bedenen kendini çok yorgun hissedeceksin. İşte o zaman kendine değnekten bir at bul ve neşe ile yoluna devam et.
Bu at; bir arkadaş, bir şarkı, bir çiçek, bir şiir yada bir çocuğun tebessümü olabilir.”Alıntı