Gün buyunca meşguldüm. Oynamayı istediğin oyunları seninle oynamaya zamanım olmadı. Sana pek zaman ayıramadım. Elbiselerini yıkar, dikiş diker, yemek yapardım, ama resimli kitabını getirip yaşadığın zevki benimle paylaşmak istediğinde “daha sonra evladım ” derdim.
Uyuduktan sonra üstünü örter, ışığını kapatır ve parmaklarımın ucuna basa basa kapıya yönelirdim. Keşke bir dakika daha kalsaydım.
Çünkü yaşam kısa, yıllar hızla akıp gidiyor. Küçük bir çocuk çok hızlı büyüyor. Küçük çocuğumuz artık yanımızda değil. Resimli kitaplar ortadan kalktı, oynayacak oyun yok. İyi geceler öpücükleri de yok. Bunların hepsi geride kaldı.
Bir zamanlar meşgul olan ellerim halen yerinde. Günler boş ve uzun. Keşke geri dönüp benden istediğin o küçük, küçücük şeyleri yapabilme fırsatım olsaydı.
Keşke. . . . .
A.M.Sells